SELCUKLU HALISI
Selçuklu Halıları1905 yılına kadar Alâeddin Camii'ni ziyaret edenlerden, Fr. Sarre de dahil olarak hiçbiri Konya halılarını fark edememiş, yüzyıllar boyunca öylece unutulup yerlerinde kalmıştır. Bu halılar, ilk defa bunları keşfeden Martin'in o zamanlar Alman konsolosluğunda görevli ve Danimarka asıllı Loytved'e, bunların çok büyük ilmi değerlerine işaret etmesiyle aydınlığa çıkıp, kısa zamanda tanınarak meşhur olmuştur. Martin, bunları ancak 1908'de yayınladığı biri text, diğeri levhalar olarak yarım metreyi aşan boyda, iki ciltlik muazzam, A History of Oriental Carpets Before 1800, (Vienna, 1908) eserinde tek renkli ve renkli olarak yayınlamış, 113. sayfada bu konuda açıklama yapmıştır.
"Burada yayınladığım fotoğrafları İsveç Prensi Wilhelm'in lütfuna borçluyum, kendisi Konya'yı ziyaretinde, ricası üzerine Vali Ferid Paşa'nın emriyle bunlar yaptırılmıştı."
Bu resimleri nasıl sağladığını anlatan nota göre (s.247'de) ise, Danimarka asıllı Alman Konsolosluğu temsilcisi Loytved'in Prens tarafından istenen fotoğraf ve suluboyaların muhafaza edilmesiyle görevlendirildiğini fakat onun kendi başına bunlardan birer kopya çıkartarak müsaade almadan Berlin'e gönderdiğini açıklamıştır. Böylece ondan bir yıl önce Fr. Sarre, üç Selçuklu halısını henüz orijinallerini görmeden ve kendi ifadesiyle Loytved' in gönderdiği fotoğraf ve resimlere göre makale halinde yayınlamış bulunuyordu.
Sarre'nin "Mittelalterliche Knüpfteppiche" adıyla Viyana'da Kunstund Kunsthandwerk dergisinde çıkan makalesi, hem bir yıl daha önceden, hem de geniş ölçüde dağıtıldığı için bu halıların çabuk tanınmasına yol açmıştır. 1909'da Seldschukische Kleinkunst kitabında aynı halıları bir daha yayınlayan Sarre'den sonra, 1914'te Bode Kühnel bu halıları Vorderasiatische Knüpfteppiche aus âlterer Zeit adlı kitaplarının ikinci baskısına almışlar, ondan itibaren de halı ilminin temeli belli olmuştur. (Martin'in kitabı 67 x 56 cm. ebadında iki cilt olup, text cildi 10 kg. ağırlığındadır.) Fakat ancak, Erdmann'ın çalışmalarıyla bunlar geniş ölçüde tanınabilmiştir.
Bu halılar büyük boyda olup, bir tanesi 15 m2 ölçüsüne kadar varmıştır. Renk ve dekor bakımından inanılmaz bir zenginlik gösterirler. Zemin umumiyetle koyu mavi veya kırmızıdır. Motifler açık mavi ve açık kırmızıdır.
Açık ve koyu sarı ile, bazen açık yeşil de göze çarpar. Koyu ve açık renklerin ahengi çok dinlendiricidir. Ruhu okşayan bir sükûnet meydana getirir. Pek az renk kullanılmış olmakla beraber, aynı rengin çeşitli nüanslarıyla büyük bir zenginlik etkisi uyandırılmıştır. Bunlarda en ileri resim sanatlarıyla boy ölçüşecek bir renk anlayışı kendini belli eder.
Dekorları meydana getiren motifler; baklavalar, sekiz köşeli yıldız, uçları çengellerle çevrilen sekizgenler gibi, sık sık görülen geometrik şekillerdir. Bazen geometrik şemaya uydurulmuş, bitki motiflerine de yer verilmiştir. Zemin kompozisyonu, bu sade şekillerden ibaret motiflerin, yan yana ve üst üste sıralanmasından meydana gelir. Fakat Konya Selçuklu halılarına asıl anıtsal ve karakteristik manzarasını veren geniş bordürlerindeki iri kufi yazı dekorudur. Başlangıçta uçları ok başını andıran sivri üçgenlerle nihayetlenen dik harfi bir kufi görülür. Sonraları bu, çeşitli değişmelere uğrayarak devam eder.
Kufi bordürlerde dar ve uzun kenarlar düzüne uzatılarak aralarında hiçbir bağlantı sağ'lanmamış, böylece köşeler hemen hemen boş bırakılmıştır. Daha sonraki gelişmelerde uygulanan çok başarılı köşe geçişleri yanında bunlar henüz böyle bir problemin ele alınmadığı çok iptidai, arkaik bir devrin özelliklerini göstermektedir.
Sonraları örgülü ve çiçekli Kufi bordürler halinde gelişerek 14. ve 15. yüzyıl minyatürlerinin halı tasvirlerinde, İspanya ve erken Kafkas halılarına varıncaya kadar etkisini göstermiş olan Kufi bordürleri büyük ölçüde dekoratif zenginlik sağlamıştır.
1905'te Konya Alaeddin Camii'nde bulunan halıların, camiin genişletildiği 1221 yılından sonra Sultan Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılıp daha onun sağlığında buraya vakfedilmiş olmaları gerekir. Geniş mekânı kaplayacak şekilde ve 5-6 metre uzunluktaki bu büyük halılar, Selçuklu sanatının en abidevi örnekleri arasında yer almaktadır. Koyu ve açık olarak mavi ve kırmızı renkler esastır. İki ton halinde yeşil de görülür. Pek belirli olmayan kirli beyaz veya krem rengi ile daha çok konturları belirleyen koyu bir kahverengi, nadiren biraz parlak sarı, ikinci planda bunların yanında daha az yer alır. Bütün örnekler esasında geometriktir ve aynı motifler kaydırmalı eksenler halinde sıralanmış olup, geniş ölçü'deki zemine göre küçük şekillerden meydana gelmiştir.
Pek ince olmayan düğüm sıklığı m2'de seksen ile yüz bin arasında değişmektedir. Her düğümüyle Selçuklu olan bu halılar gerçekten sultani eserlerdir. 2.50, hatta 3 metre genişliğe yaklaşan bu halıların tezgâhları, büyük atölyeleri gerektirmektedir. Ancak aynı şehirdeki imalat yerlerinde yapılmış olmalıdır.
Konya Selçuklu halıları 31 Mart 1930 tarihinde dünyanın en zengin halı koleksiyonunu içinde saklayan İstanbul Süleymaniye Külliyesi Darüzziyafesinde Türk İslam Eserleri Müzesi'ne getirilmiştir. (Şimdi Sultanahmet'te İbrahim Paşa Sarayı'na taşınmıştır). Bunlar çoğu yıpranmış durumda sekiz Selçuklu halısı olup, üçü hemen hemen tamam beşi parça halindedir.
Bütün haldeki en büyük Konya halısı (2.85 x 5.50 m.) klasik Selçuklu halılarının en abidevi eseri olup, açık kırmızı zemin üzerine koyu kırmızı olarak ok başını andıran, kuvvetle üsluplanmış kartal motiflerinin kaydırılmış eksenler üzerinde sıralanmasını gösterir. Kahverengi konturlu bu örneğin uçları kancalı olup, ortası koyu mavi renkte küçük bir baklava ile dolgulanmıştır. Halıya asıl abide kuvvetini veren geniş bordur, koyu mavi üzerine açık mavi olarak beyaz konturlu iri ve dik kufi harflerden gelişme süslemelerden meydana gelmiştir. Dik üçgen başlıklı kufi harfler sarı kancalar ve kırmızı şeritlerle canlandırılmıştır. İç ve dış bordürlerde dışta mavi kare içine kırmızı, içte kırmızı kare içine mavi olarak sekizgen yıldız dolgulu küçük kareler sıralanmıştır.
İkinci Konya halısında koyu mavi zemin üzerine kırmızı yıldız dolgulu açık mavi sekiz köşeli yıldızlar dört taraftan çift şeritlerle birbirine birleştirilmiş, yıldızları bağlayan bu şeritler, iki taraftan çift kancalarla zenginleştirilmiştir. Kufiden gelişen geniş bordürde vişne çürüğü zemin üzerine kırmızı renkte dört kenarından kufi kanatlar çıkan kaseler görülür. Dar bordürler kahverengi zemin üzerine uçları kancalı sarı çengellerin çift çift bağlanmasından meydana gelmiştir. (Ebadı 3.20x2.40 m)
En büyük ölçüsü ile (6.08 x 2.46 m.) dikkati çeken üçüncü Konya halısında saman sarısı zemin üzerine basık sekizgenlerden ibaret deve tabanı denilen kırmızı bir örnek kaydırılmış eksenler halinde sıralanmıştır. Bunların içi koç başı adı da verilen kancalı dört motifle dolgulanmıştır. Halının büyüklüğüne göre dar kalan bordur kırmızı zemin üzerine ince beyaz kufiye benzer karşılıklı iki harfin kancalı bir düğümle birleşmesinden meydana gelmiş, tepesi yarım ayla taçlanmıştır. İç ve dış dar bordürler iki mavi şeritten ibarettir. Bu halının zemin örneği Çin ipek kumaşlarında da görülür.
Dördüncü Konya halısı küçük boyda olup (2.30 x 1.14 m.), koyu mora çalan kırmızı ve dar zemin üzerine açık kırmızı olarak geometrik motiflerden gelişmiş stilize çiçeklerin diyagonal sıralanıp alternatif eksenler üzerine on beş sıra halinde yerleştirilmesini gösterir. Çiçeklerin kademeli sapları bir sırada sağa, bir sırada sola kıvrılmıştır. Altıgen çiçeklerin sivri ucu iki tarafa çiçek tacı gibi kancalı olup, ortasında küçük mavi altıgen üzerine kırmızı, veya kırmızı altıgen üzerine zemin rengi ile gamalı haç biçiminde bir dolgu vardır. Halının zeminini çevreleyen mavi şeridin köşelerinde kancalı beyaz dolgular vardır. Bordur tabii kahverengi yünden zemin üzerine firuze olarak iki ayrı örnek gösteriyor. Enine gelen bordur bir karenin dört kenarından çıkan kufi kanatlarla ikinci Konya halısındaki bordüre benziyor. Uzun kenar bordüründe ise, iç içe iki yıldızın iki tarafı, yine ince kanatlarla diğeri iki tarafı kanatların ucundan içe dönük birer çengel ve tepelerinde birer küçük baklava motifi ile nihayetleniyor. Dar bordürlerde kırmızı üzerine beyaz köşeli 'S' ler sıralanmaktadır.
Büyük bir halıdan parça halinde kalan beşinci Konya halısında koyu mavi zemin üzerine açık mavi olarak etrafı yukarıya kıvrık çengelli kancalarla çevrili, bir ucu ok biçiminde nihayetlenen ve ortası çakmak denen kırmızı köşeli S dolgulu altıgenler görülür. Çiçek aslından geliştirilmiş geometrik örnek sıralanışı kendini belli eder. Kırmızı üzerine bekûfili geniş bordur kırık köşeli hatlar için de renkli yıldız dolgularla zenginleştirilmişlerdir.
İç bordürde ise, sarı zemin üzerine bir tarafı mavi, bir tarafı kırmızı, kazayağı denilen köşeli bir çiçek motifi bir aşağı bir yukarı yan yana sıralanmıştır. Fustat' ta bulunan parçalarda aynı motif değişik renklerle ve daha natüralist olarak görülür. Beyşehir'de bulunan 15. yüzyıl halısında bu motif çiçek özelliği artmış olarak tekrar ortaya çıkar. (Ebadı 90 x 0.74 m)
Altıncı Konya halısında zemin sarı olup, üzerinde koyu mavi renkte etrafı kancalı baklava motifleri sıralanmıştır. Bunlara Eli Belinde deniliyor. Alt kenarda zemin rengi birden değişerek koyu mavi olmuş, örnekler sarı rengi almıştır. Bu çizgi üzerinde yarım kalan motiflerin boşluğunu doldurmak için ortası sarı benekli koyu mavi birer baklava motifi yerleştirilmiştir.
Açık kırmızı zemin üzerine koyu kırmızı kufi bordürde iki harf ortadan birleştirilmiş ve yeşil bir ay motifi ile taçlandırmıştır. Sarı renkte kalın bir şerit, zeminle bordürü ayırmaktadır. Bu bordur örneği sarı renkte kufilerle Fustat parçalarında görülür.
1.32 x 1.23 m.(0.87 x 1.66) boyutlu iki parça halinde kalan bu Konya halısının çok yıpranmış durumda büyük bir eşi (2.26 x 1.23 m.) daha vardır. Bir kenarı ve bordürünün çoğu eksik olan bu halının rengi solmuş ve havı dökülmüştür.
Konya Kılıçaslan kümbetinden 10 Ağustos 1928'de müzeye gelen Konya halısının zemin ve bordüründen çok küçük bir parça kalmıştır, (0.77 x 0.17 m.). Koyu mavi zemin üzerine etrafı çengellerle çevrili açık mavi renkte, içi ortası kırmızı benekli küçük kahverengi ve sarı baklava dolgulu büyük baklavaların sırlanması görülür. Bu kancalı büyük baklavaların etrafı ayrıca ortaları çakmak denen köşeli 'S' dolgulu uzun ve dar baklavalarla çevrilmiş, bunların birleşen uçları arasını bağlayan uzun altıgenlerle birlikte sekizgen bir çevre halini almıştır. Kalan kısımlardan anlaşıldığına göre, bordur bazı renk farkları ile beşinci Konya halısının bordürünü tekrarlamaktadır. Diğer Konya halılarında olduğu gibi burada da bitki ve çiçeklerden geliştirilmiş geometrik örnek, kendini belli etmektedir.